Bireyler olarak hepimiz iyi bir ilk izlenim bırakmak isteriz. Diş hekimliğinde, iyi bir diş ölçüsü, iyi oturan bir kuron elde etmek için çok önemlidir. Yine de klinisyenler, ölçü almanın genellikle kuron prosedürlerinin en zor kısmı olduğunu belirtmektedir. Neden? Bazı durumlarda zorluk, diş eti kanamasının durdurulmasında veya preparatın subgingival marjinlerin net bir şekilde “görülmesinde” (veya taranmasında) yaşanır. Kanama, ister geleneksel ister dijital olsun, kaliteli ölçümler açısından en büyük zorluktur. Burada doku yönetimine ve tedavinin bu çok önemli aşamasının nasıl optimize edileceğine değineceğiz.
Doku yönetiminin nihai amacı, doğru bir ölçü için ince ayrıntıların yakalanmasını desteklemek ve bu süreçte diş eti sağlığını korumaktır. Diğer hususların yanı sıra, preparasyon marjininin hafif apikalindeki alan da dahil olmak üzere tüm ayrıntıları yakalamak için yeterli ölçü materyali mevcut olmalıdır. Bu, sulkusun öncelikle en az 0,15 ila 0,2 mm genişletilmesi gerektiği anlamına gelir; aksi takdirde yanlışlıklar meydana gelebilir ve yetersiz genişlikte ise ölçü malzemesinin yırtılması söz konusu olabilir. Bu alan, bölgenin dijital taramalarının iyi yapılabilmesi için de gereklidir.
Dokuların sağlığına ve marjin konumuna edilmesi gerekir
İkinci bir gereklilik de bölgenin kan, tükürük ve kreviküler sıvıdan arındırılmış olmasıdır.
Bazen bu zorlu bir süreç gibi görünebilir, ancak “doğru” teknikle tamamen başarılabilir. Peki, “doğru” teknik nedir? Hem cerrahi hem de cerrahi olmayan teknikler mevcuttur. Sadece bir yönteme ihtiyacınız olabilir, ancak zor bir durumda birkaç yöntem kullanmanız gerekebilir. Seçeneklere bakalım.
Surgical tissue displacement is largely performed using lasers. This method has become a mainstream option for soft tissue management in dentistry. Diode, lasers effectively displace tissue and provide for hemostasis and a dry field, patient comfort and save time compared to retraction cord. 1,2 Other lasers used for surgical tissue displacement include erbium and Nd:YAG lasers. Clinical options include surgical tissue displacement using a laser alone or adjunctively along with non-surgical tissue displacement.
Lazer kullanarak cerrahi doku yer deplasmanı (Slayt 19, Sam Simos ppt, IRC 7)
Şimdi cerrahi olmayan seçeneklere döneceğiz.
Kimyasal yaklaşımlar tipik olarak sıvı, jel ya da macun içinde iletilen kanama durdurucu kullanır – seçenekler arasında alüminyum klorür, alüminyum potasyum sülfat ve ferrik sülfat bulunmaktadır. Alüminyum klorür gibi kanama durdurucu maddeler kan damarlarını daraltır ve dokulardan sıvı çeker, bu da doku yüzeyini güçlendirir. Kanama durdurucularının işe yaramasının zaman aldığını unutmayın. Örneğin alüminyum klorürün etki etmesi 1 ila 3 dakika sürer. Yerleştirin, bekleyin ve ardından iyice durulayın. Epinefrin gibi vazokonstriktörlerden, olumsuz sistemik etkileri (ör. kalp atış hızı ve kan basıncında artış) nedeniyle artık kaçınılmaktadır.
En sık kullanılan kemo-mekanik yaklaşımlar, mekanik bir yaklaşım ile kimyasalların kullanımını birleştirmektedir. Seçenekler aşağıdaki şekildedir:
Retraksiyon kordonu diş etinin lateral ve dikey olarak yerini değiştirir. Retraksiyon kordonunun yerleştirilmesi hassas bir işlemdir ve eğer bölge kuruysa ya da kordon siz ilerledikçe hareket ediyorsa rahatsız edici bir deneyim olabilir. Hemostatik jelin kordonun üzerine yerleştirilmesini içeren bir teknik yardımcı olabilir ve iki yönlü görev görür. Jel, hemostaz için kanamanın durdurulmasını sağlar ve rahatsız edici retraksiyon kordonunun yerleştirilmesine yardımcı olmak için kayganlaştırıcı görevi görür. Bunun yanı sıra, jeli doğrudan sulkusun içine/üzerine dağıtmak ve ardından retraksiyon kordonunu sulkusun içinden geçirmek de mümkündür. Kordonun önceden ıslatılması/satürasyonu gerekmez.
“Küçük kordon, hafif dokunuş”
Her zaman bölge için mümkün olan en küçük retraksiyon kordonunu ve minimum kuvveti kullanmayı unutmayın. Bu, sulkuler epitelin hasar görmesini, kreviküler kanamayı, diş eti iltihabını, büzülmeyi ve resesyonu önlemeye yardımcı olur. Bunu yapmanın hastanın rahatsızlığını da azaltması şaşırtıcı değildir.
Retraction cord placed (Slide 25, IRC7)
Retraksiyon macunu, kordona bir alternatiftir, diş etine karşı naziktir ve farklı kıvamlarda bulunur. Daha kalın macun, daha ince macuna göre daha fazla lateral diş eti deplasmanı ve retraksiyonu sağlar ve deplasmana yardımcı olmak için bir kompresyon başlığı önerilebilir. Öte yandan, retraksiyon macununun kullanımı biraz karmaşık olabilir ve daha derin subgingival marjinler için daha az etkilidir. Bununla birlikte, retraksiyon macununun bir denge unsuru olduğu bulunmuştur: macun benzeri viskozitesi nedeniyle, macundan hemostatik madde salınım oranı, alüminyum klorür ile önceden ıslatılmış retraksiyon kordonuna göre daha düşük olma eğilimindedir ve retraksiyon miktarı daha düşüktür (yaklaşık %25 daha az)3. Bu da daha dar genişliklere ve ölçülerde yırtılma riskinin artmasına neden olur
Retraction cord removed, sulcus opened, no bleeding (Slide 28)
Dentsply Sirona’nın yardımıyla mükemmel doku yönetimini başarabilirsiniz
Dentsply Sirona olarak, web seminerleri, nasıl yapılır videoları ve verimli prosedürler ve daha da fazla hasta memnuniyeti ile modern çözümlerin nasıl oluşturulacağına dair gerçek dünyadan örneklerle tamamlanan çevrimiçi diş hekimliği akademimiz ile sizi daha fazla desteklemek istiyoruz. Şimdi bize ulaşın ve başlayalım!
Referanslar
1 Marsch A. Konservatif ve Protetik Diş Hekimliğinde Gingival Çukurlaşma için Diyot Lazer Kullanımı. Uluslararası Lazer Diş Hekimliği Dergisi. https://www.dentsplysirona.com/content/dam/flagship/en-us/products/instruments/laser/clinical-articles/Use-of-Diode-Laser-for-Gingival-Troughing-in-Conservative-Prosthetic-Dentistry.pdf
2 Melilli D, Mauceri R, Albanese A, Matranga D, Pizzo G. Diyot lazer veya retraksiyon kordonları kullanılarak gingival deplasman: Karşılaştırmalı bir klinik çalışma. Am J Dent. 2018 Haziran; 31(3):131-134.
3 Kazemi M, Memarian M, Loran V, 2009. Gingival Resesyon ve Doku Deplasmanı Üzerinde İki Gingival Retraksiyon Prosedürünün Etkinliğinin Karşılaştırılması: Klinik Çalışma. Biyolojik Bilimler Araştırma Dergisi, 4: 335-339